Ziyaretçi haberleri
02.07.2011 17:24
Türkiye dün sabahtan itibaren futbolda şike iddiaları ve gözaltına alınan kulüp başkan, yönetici ve futbolcuların şokunu yaşıyor…
Siyasi, ekonomi ve dış politikadaki tüm konular dün sabah itibarıyla rafa kalkmış durumda…
İnsanlar yediden yetmişe bu şike iddiasına ve soruşturmalara kilitlenmiş…
Bu tür soruşturma ve gözaltılarda, mutlaka belge, bilgi, teknik takip vs. vardır. Yoksa, durduk yerde istisnalar dışında hiç kimse gözaltına alınmaz, soruşturma başlatılmaz.
Şikenin sözlük anlamı; maddi ve manevi bir çıkar karşılığı anlaşmalı bir şekilde, bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirme…Bu işe çok taraflı hilecilik suçu da deniyor…
Türkiye’de geçmişten bugüne yüzlerce spor karşılaşmasında ‘şike’ iddiası gündeme getirildi. ‘Şike’ yapılan maçlar bilinmesine rağmen taraflara herhangi bir ceza verilemedi. Yapanın yanına kar kaldı. Çünkü soruşturmanın yapılabilmesi için belge de, bilgi de yoktu…Zaten, olsa da yasada boşluk vardı. Türkiye’de, sporda şike, teşvik vs. gibi suçlarla ilgili yasa Nisan ayında TBMM’de yasalaştı.
***
Türk sporunun önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Atilla Türker soruşturma ile ilgili şu yorumu yaptı;
"Hukukta ‘kişilerin suçu sabit olana kadar masumdur’ ilkesi var ama teknik-takip sonucu ortada çok büyük olayların yaşandığı da yadsınamaz. Savcıların yaptığı inceleme sonucunda olay araştırılıyor. Adı geçen kişiler büyük olasılıkla tutuklanma talebi ile mahkemeye sevk edilecek. Eldeki teknik-takip verileri sonucu gerekli karar alınacaktır. Eğer mahkeme sonucunda adı geçen kişiler ve kulüpler şikeye karıştıysa inanılmaz ağır cezalar verilecek. Bu takımlar bir alt lige düşürülecek. Ayrıca en az -10 puan ile yeni sezona başlayacak. Ayrıca şikeye adı karıştığı kesinleşen kişilere yeni yasa gereği 5 ile 12 yıl arası hapis cezası verilecek. Eğer bu kişiler kulüp başkanı ise cezası yüzde 50 arttırılacak. Yeni yasa 14 Nisan’da çıktı. İncelemeye alınan tüm maçlar da bu tarihlerden sonra oynandı. Eğer yasa çıkmasaydı, bu olayların da ortaya çıkması kanunen mümkün değildi. Mahkeme ne zaman sonuçlanır bilinmez ama en az 2-3 yıl süreceğini herkes biliyor. Haliyle adı geçen takımlar yeni sezona da bulunduğu liglerde başlarlar. Ancak 2-3 yıl sonra sonuçlandığında kazandıkları kupa ellerinden alınır bir alt lige indirilirler. Fenerbahçe’nin durumu sabit olursa şampiyonluk Trabzonspor’a verilir. Ligin tescil edilmesi bile bu realiteyi değiştirmez. Ancak mahkeme sonuçlanana kadar ligin şampiyonu Fenerbahçe’dir. Nihai kararı bağımsız Türk mahkemeleri verecek’
***
Dünya’da en kapsamlı şike soruşturması İtalya’da yapıldı. Napoli savcılığı 2004-2005 sezonundaki 18 maçı soruşturmaya aldı. 18 maçın 12’si İtalya’nın ünlü kulübü Juventus’un maçlarıydı. Fiorentina, Lazio, Udines, Siena ve Messina takımları da soruşturma kapsamına alındı, onlarca spor yöneticisi, futbolcu gözaltına alındı. İtalya’da, sporda çok taraflı hilecilik suçunun sabit olması halinde ve bu suçun başkan, asbaşkan, genel direktör veya teknik direktör tarafından işlenmesi kanıtlandığında ligin son sırasına indirmek ve ligden ihraç yani bir alt kümeye düşürme cezası uygulanıyor. İtalya’daki bu soruşturma iki yıl devam etti. Juventus bir alt kümeye düşürüldü, şampiyonlukları iptal edildi, 2006-2007 Avrupa Şampiyonlar Ligine alınmadı…Şike ve teşvik olayına karışan diğer kulüplere de ağır cezalar verildi…
***
Türkiye’de, Nisan ayında TBMM’den geçen ve yürürlüğe giren yeni yasa ile tabular da yıkılıyor. Yetkili savcı; böyle bir soruşturmayı keyfi olarak başlattığını söyleyemeyiz. Zaten, basına sızan ilk bilgilerde, bazı maçlardan önce ve sonra teknik takip yani telefon dinlemesi yapılmış…
Olay, soruşturma aşamasında olduğu için yorum yapma şansımız yok.
Söyleyeceğimiz tek şey, olayın sağlıklı ve çok yönlü olarak soruşturulması, gerçeklerin ortaya çıkartılmasıdır.
Bir başka gerçek, bundan böyle hiçbir kulübün başkanının, yöneticisinin, hakemlerin, futbolcuların, menajerlerin vs. bu tür işlerden uzak duracaklarıdır…
O nedenle bu soruşturmadan hiçbir sonuç çıkmazsa da, böyle bir soruşturmanın yapılması bile başlı başına bir milattır…
Bundan böyle, artık herkes ama herkes işlenen suçun cezasız kalmayacağını öğrenmiş olacak!
Atalay istifa etmeliymiş!
Trabzonspor yönetiminin, futbol federasyonuna yönelik tepkisi cılız da olsa devam ediyor. Tepkinin nedeni, TS yönetiminin önerdiği iki ismin yönetime alınmaması!
TS başkan ve yönetiminin tepkisi, bana göre tribüne oynamak gibi bir şey!
Trabzonspor başkan ve yönetimi, beceriksizliğini ve başarısızlığını bu yolla örtmeye çalışıyor.
Başkan; başlangıçta yanlış yaptı…Yani işe yanlışla başladı.
Mahmut Özgener devam etmeli diyeceksin, sonra Mehmet Atalay’a destek vermeyeceksin, daha sonra Mehmet Ali Aydınlar’ı desteklediğini açıklayacaksın.
Başkan önce Mehmet Ali Aydınlar’ı hangi gerekçelerle desteklediğini açıklamalı…
Mehmet Atalay’ı değil Aydınlar’ı neden destekledi.
Adaylarla adaylık öncesi görüştü mü? ‘Yönetiminizde Trabzonspor’dan iki isme yer vermenizi istiyorum’ diye söz aldı mı? Veya böyle bir öneride bulundu mu?
Aydınlar’ı aday olarak açıklayacaksın, sonra da ‘Trabzonspor’dan üç kişi bildiriyorum ikisini yönetime alabilirsin. Tercihimiz de şu isimlerdir’ diyeceksin.
Aydınlar, bu aşamada Trabzonspor’dan neden iki isim alsın ki…Zaten, tepeden torpilli oraya gelmiş…Yani Sadri Şener, Aydınlar’ın ismini açıklamadan önce başbakan Aydınlar’a yol vermiş…
Bilinen olayları tekrarlamanın bu aşamada çok ta faydası yok.
Trabzonspor Yönetimi adına kulüp çalışanı Cahit Erdem, Trabzon’daki taban birliklerine, 3. Lig kulüp yöneticilerine telefon açar ve Erdal Atalay’ın istifa etmesi için açıklama yapmalarını ister.
Cahit Erdem’e bu direktifi bize gelen bilgilere göre asbaşkan Nevzat Şakar verir…
Antrenör Derneği Başkanı Nurettin Balaban ve Hakemler Derneği tepki gösterir. Diğerleri yazılı bir açıklama yapar ve Erdal Atalay’ın Trabzon’u temsil etmediğini ve istifasını isterler.
İşin ilginç yanı Erdal Atalay’ın istifasını isteyenler Ankara’daki genel kurulda Erdal Atalay’a oy verdiler. Erdal Atalay, Trabzonspor’u ve Trabzon’u temsil etmiyormuş..
Erdal Atalay, hangi kulübü, camiayı temsil ediyor?
Kartalspor’u mu? Ayıptır beyler…
Erdal Atalay, o açıklamanın altına imza atanların bir kısmının doğmadığı veya çocukluk döneminde Trabzon amatör kulüplerinde ve sonrasında Trabzonspor’da yöneticilik yaptı.
Ayrıca, Erdal Atalay Trabzonspor veya Trabzon’daki 3. Lig kulüplerinden birinin temsilcisi olarak o göreve getirilmedi ki…
Önder Karaduman, baskı ile tehditle istifa ettirildi…Yerine bir isim arandı…Metin Atasoy kendi ifadesiyle görev kabul etmedi, Erdal Atalay’a teklif gitti. O da kabul etti.
Trabzonspor’un Trabzon kanadındaki yöneticilerin tepkisinin nedeni bana öyle geliyor ki; başkanın bu gelişmeler karşısında kızıp istifa edeceğidir. Başkanın istifasını önlemek için Atalay’ın kellesi istenmektedir.
Kimse telaşlanmasın, başkan Şener, Erdal Atalay istifa etsin veya etmesin bu aşamada görevden ayrılmaz. O nedenle yönetimin Trabzon’daki kanadı rahat olsun…
Şener’in, istifa etmesi takımın alacağı sonuçlara bağlıdır.
Trabzonlu Erdal Atalay’ın, TFF yönetiminde yer alması Trabzonspor ve Trabzon için kesinlikle faydalıdır…Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz…
Mesela, Trabzonspor’a para lazım…Federasyonun kapısı çalınacak…Kim aracı olacak veya işi kim takip edecek…Eskiden orada Süleyman Atal vardı…Atal şimdi yok…Atalay da çekilse ne olacak?
O nedenle Erdal Atalay olayı rafa kaldırılmalı.
Önümüzde Avrupa maçları var…Şike soruşturması başlatıldı…
Trabzonspor başkan ve yönetimi; borç içinde yüzen kulübü düzlüğe çıkarmanın hesabını yapsa ve bu konuda proje üretse daha hayırlı iş yapar diyorum.
———
Geri